Umudun gölgesine sığınarak yürüyordu küf yeşili gözleriyle… Bir mana arayışı içerisinde bakıyordu yaşama… Sarılırcasına… bahçeye atılan gönül tohumuydu; mavi gül yetiştiren özlem dalında saklı…
“Arayış ve Yaşam” Kıpır kıpırdı…
Ve, yaşam erguvan rengi bulutlarda saklıydı…
Ve bulutlar uçuyordu derin kayalıklara… Çocuk saflığında yürekte sakladığı kör bakışlar ile…
“Gizem”…
Neydi… Uçmak…
Neydi… Gül…
Neydi… Özlem….
Neydi… Yol…
“Gülümse”…
Kül tablasından gökyüzüne VİVALDİ’ NİN çaldığı nağmelerle dans edercesine uçuşan gümüşümsü yıldız
“Esrarlı”…
“ Gizem ve Gülümse ve Esrarlı” yalnızlıktı…
Ey kıpır kıpır yalnızlık, seninle hiç birlikte olmadık ki… ayrılmasını da bilelim… Öyleyse bırak akışında gitsin her şey… sıkma olayları… Gemiyi rahat bırak sonsuzluğa yürüsün.
“Rahatlık”
Kavuşmak mı? … Özlemek mi? …
Ah Özlemek…
Ah Yürek…
Yüreğe değen yağmur tanesi… Artık çocuksu, sade ve doğal saflığımdaki ruhum benim ile, ruhum ise küf yeşili gözler ile…
Yare doyulmaz
Küf yeşili gözlerin,
Kalbimi çalar da gider.
Ummana bakan yüreğim
Derine dalarda gider.
Gönlümün fermanı,
Özgürlük güvercini,
Sazımın teli,
Yüreğimin dermanı,
Sesimin kemanı,
Sen benim canımın cananısın.
“Sabır” …
“Çocuksu ve Sade ve Doğal ve Sabır” özgürlüktü…
Artık özgür
Artık gülümse
Artık Farkındalık
- Artık çocuk saflığındaki ruhum benim ile…Ben sağduyuyum…
Mavi gül bahçelerinde oynuyorum… Ve akışına bırakıyorum küf yeşili gözler isimli gemim demirlenmesin istiyorum… O yol almak istemese de yol veriyorum… gülümset… özgürleştir… farkında lığa ulaştır… Ve bunu kimsenin bozmasına izin vermiyorum… Çocukluğumda evimizin toprak bacasında kardeşlerimle mavi bilye oynuyorum.
Ben Özgür Kadınım…sınır koyan, zaafını kullandırmayan, enerjik, empati, inisiyatif, özgüven,benimsemiş, saygı, hoş doğal, samimi
Süreyya AKTAŞ